Kategori: MEB 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları
Haziran 7th, 2022 Yazar Özel Eğitimci
Sanal Gerçeklik Uygulamaları ile Kariyer Rehberliği Semineri sınav cevapları
Başlangıç Tarihi : 12/09/2022 Bitiş Tarihi : 16/09/2022
Tipi : Uzaktan Eğitim Kısıtlamalar : Unvan: Sözleşmeli Öğretmen(657 S.K. 4/B)Unvan: Öğretmen
Düzenleyen Birim : Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü
Katılacak Sayısı : 3000
Son Başvuru Tarihi : 02/09/2022
Kimler Katılabilir : Bakanlığımıza bağlı okul/kurumlarda görev yapan öğretmenler
Yazıldığı Kategori EBA, Eğitimci, Hizmetiçi Eğitim, MEB 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları, Öğretmen, Özel Eğitim, Özel Eğitimci, Özel eğitimin amaçları, Sınav Soruları Cevapaları, Uzaktan Eğitim, Uzaktan Eğitim EBA Etiketler: sınav soruları, Sınav Soruları ve cevapları
Haziran 28th, 2020 Yazar Özel Eğitimci
25 Haziran Selçuk Bayraktar Eba Mesleki Çalışma uzaktan eğitim seminer videosu raporu
Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Milli Eğitim Bakanlığı 2020 Haziran Çalışma Dönemi’nde öğretmenlerimize yaptığı sunumda Milli S/İHA Sistemleri geliştirme öyküsü ile T3 Vakfı, Teknofest ve Milli Teknoloji Hamlesi odağındaki çalışmalarını anlattığı Eba Mesleki Çalışma uzaktan eğitim seminer videosu raporu: Sivil olarak Milli S/İHA Sistemleri Türkiye’ye kazandırmak için çalışan şirketlerden biri de bugün dünya genelinde sektördeki herkesin yakından takip ettiği Baykar Savunma oldu. 2000 yılının hemen başında bu projeyle ilgili adımlar atmaya başlayan Baba Özdemir Bayraktar ile oğulları Haluk ve Selçuk Bayraktar’ın hikayesinin başladığı yer Şırnak’tı. Özdemir ve Selçuk Bayraktar yönetimindeki mühendisler üç yıl Gabar’daki atölyede kaldı, bölgeyi inceledi. Bu çalışmaların meyvesi Türk Ordusu’nun o dönem çok ihtiyaç duyduğu Bayraktar Gözcü mini İHA, yerinde geliştirildi. Yine aynı dönemlerde Savunma Sanayii Başkanlığı ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii arasında, 24 Aralık 2004’te Anka’nın geliştirme sözleşmesi imzalandı.
Tüm bunlar alt alta geldiğinde aslında İHA-SİHA başta olmak üzere insansız hava araçlarında sahip olunan imkan ve kabiliyetlerin ilmik ilmik işlendiği görülüyor.
Türkiye’nin 1990’lı yılların sonunda başlattığı ‘yerli-milli imkanlarla İHA geliştirilmesi’ projeleri bürokrasiye takıldı. İsrail ile Heron anlaşmaları yapılırken, söz konusu yerli projeler ‘ödenek olmadığı’ gerekçesiyle rafa kaldırıldı. İlk milli İHA envantere giriyor: Bu dönemde kamunun yanı sıra özel sektörün de yaptığı çalışmalar ilk meyvesini verdi. BAYKAR, TSK envanterine milli ve özgün olarak giren ilk insansız hava aracı sistemini ülkemize kazandırdı. Mini İHA sistemi on binlerce saat uçuş ve sortinin ardından 2007 yılında tam zamanında teslimatla Silahlı Kuvvetler envanterine girdi. Böylece Türkiye envantere giren ilk milli hava aracı sistemine kavuştu. BAYKAR’ın yaptığı çalışmalar o yıllarda TSK’nın yarasına merhem oldu. Sahadaki komutanların talep ve yönlendirmeleri doğrultusunda geliştirilen sistemler birbiri ardına envantere girmeye devam etti. Bu kapsamda öne çıkan projelerden biri de Malazgirt Döner Kanat Mini İnsansız Hava Aracı Sistemi oldu. Malazgirt İHA sistemi, dünyada ilk kez TSK tarafından kullanılan mini robotik helikopter sistemi olarak Mayıs 2009’da Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. Hayata geçirilen her bir proje diğerini tetikledi, bir başka sistemden öğrenilen geliştirmeler yeni platformlara eklendi. 2007 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı Kara Kuvvetleri Komutanlığının Taktik İnsansız Hava Aracı Geliştirme Programı için firmalarla görüştü. Bu daveti alanlardan biri de Baykar oldu. Bu programın amacı 35 kg faydalı yük taşıyabilen, 18 bin fit irtifada 10 saat uçuş yapabilen, 150 kilometre haberleşme menzili olan bir İHA sistemi geliştirmek olarak tanımlandı. Geliştirilen prototip sistem ilk uçuşunu çok başarılı bir şekilde 8 Haziran 2009 tarihinde Keşan Havalimanında gerçekleştirdi. Prototip sistemle 2009 yılında resmi heyet huzurunda gerçekleştirilen başarılı uçuş testlerinden sonra 2010 yılı başında alım kararı çıktı. 2012’de yine Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar Mini İHA Katar’a ihraç edildi. Bayraktar Taktik Blok 2 (TB2) olarak adlandırılan sistemle 29 Nisan 2014 tarihinde de ilk uçuş gerçekleştirildi. Bayraktar TB2, ihale aşamasında 10 saat havada kalma ve 18 bin fit irtifada uçuş gerçekleştirme şartlarına karşılık Edirne Keşan Askeri Havaalanında yapılan uçuş testlerinde 24 saat 34 dakika havada kalarak ve yine 27 bin fit irtifaya çıkarak Türkiye havacılık rekorlarına imza attı. Bayraktar TB2 Temmuz 2019’da Kuveyt’te ağır çöl şartlarında katıldığı demo uçuşunda havada kalma rekorunu 27 saat 3 dakikaya taşıdı. Bayraktar TB2 silahlandıktan sonra da çok sayıda operasyonda önemli görevler icra etti. Bayraktar TB2 silahlandı, 175 bin saat uçtu. 2015 yılında ilk defa silahlandırılan Bayraktar TB2 SİHA’lardan şimdiye kadar güvenlik güçlerine 104 adet teslim edildi. Operasyonel olarak güvenlik güçlerinin elindeki en aktif insansız hava aracı platformu olan Bayraktar TB2, Şubat 2020 itibarıyla toplamda 175 bin saat operasyonel uçuşu başarıyla tamamladı. Operasyonel başarısıyla birlikte dünyanın dikkatini çeken Bayraktar TB2 SİHA’lar 2019’da Ukrayna ve Katar’a ihraç edildi. Böylece Türkiye’nin yurt dışına ihraç edilen ilk SİHA’sı unvanını da kazandı. Bayraktar TB2 SİHA’lar Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı, Pençe, Kıran ve Barış Pınarı Harekatları başta olmak üzere terörle mücadele operasyonlarında aktif olarak görev aldı. Doğu Akdeniz’de kritik önemdeki görevlere devam eden Bayraktar TB2 SİHA’lar, Bahar Kalkanı Harekatı’nda da en önde görev yapıyor. Aradan geçen zamanda insansız hava araçlarını terör operasyonlarında çok etkin şekilde kullanan Türkiye, son yıllardaki kimi gelişmeler ışığında hem yeni sistemlere hem de yeni kullanım alanlarına kavuştu. Yerli ve milli İHA-SİHA’lar iç güvenlik operasyonlarının yanı sıra kimi zaman Karadeniz’de, kimi zaman Ege’de, Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, Libya’da ve ihtiyaç olan her yerde Türkiye’nin gözü, kulağı oldu. Yeri geldiğinde ise kritik hedefleri başarıyla yok etti. Bayraktar Akıncı-TİHA Türkiye’yi bu imkana sahip dünyadaki 3 ülkeden biri haline getirdi. Bayraktar Akıncı görüş hattı haberleşmenin yanı sıra görüş hattı ötesi haberleşme yani uydudan kontrol kabiliyetine de sahip olarak istenilen her yerden kontrol edilebilecek. Bünyesinde barındırdığı yapay zeka bilgisayarları ve AESA Radarı ile yüksek durumsal farkındalığa sahip olan Bayraktar Akıncı, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen Gökdoğan ve Bozdoğan isimli hava-hava mühimmatları ile görev yaparak savaş uçaklarının yükünü hafifletecek. Bayraktar Akıncı TİHA aynı zamanda milli olarak üretilen genel maksat bombaları, güdüm kitleri ve SOM seyir füzesi gibi mühimmatlarla taarruz görevi yapacak. Baykar, Akıncı TİHA’nın geliştirilmesine paralel olarak MİUS (Muharip İnsansız Uçak Sistemi) projesi için de çalışmalar yürütüyor. Türkiye’nin bu alanda attığı adımlar farklı sistemleri de beraberinde getirdi. Son dönemde özel sektör de büyük işler başardı ve dünyadaki rakiplerine meydan okudu.
25 Haziran Selçuk Bayraktar Eba Mesleki Çalışma uzaktan eğitim seminer videosu raporudur.
Yazıldığı Kategori MEB 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları, Uzaktan Eğitim EBA Etiketler: 25 Haziran Selçuk Bayraktar, 25 Haziran Selçuk Bayraktar Eba Mesleki Çalışma uzaktan eğitim seminer videosu raporu, meb, Mesleki Çalışma uzaktan eğitim seminer, seminer videosu raporu
Haziran 28th, 2020 Yazar Özel Eğitimci
Ebatv MESLEKİ ÇALIŞMA DÖNEMİ Prof. Dr. İlber ORTAYLI / Tarihçi- Akademisyen Sunumu özetle şöyledir:
EBA MESLEKİ ÇALIŞMA DÖNEMİ Prof. Dr. İlber ORTAYLI 25 Haziran Seminer Video Rapor
Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve sonrası eğitim aşamalarını, toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğinin gelişimi ile modern eğitim anlayışlarının ortaya çıkmasında toplumun eğitim ordusuna bakışı öğretmen yetiştirme tarihi süreci ile ilgili sunuşu gerçekleştirmiştir.
Öğretmensiz ve Eğitimsiz bir cemiyet düşünülemez. Türk toplumunda özgün,mecburi ve yaygı eğitim kanunlaştırıldığı ve kurumsallaştırıldığı dönem Tanzimat dönemidir.
Tanzimat dönemine kadar eğitim bir vakıf meselesidir. Devlet dahil, hükümdar dahil Allah rızası için kurulan kurumlardır. Devletin bizatihi görevlendirdiği eğitim kurumlar yoktur.
Medreseler nihayet verilen vakıflarla gelen maaşların, yiyecek ve ihtiyaçların hepsi vakıflardan gelen ödeneklerdir. Okulu kurmak ve okulu görevlendirmek bunun yöneticisi ve öğretmenleri belirli bir maaş ve terfi ve kadroya 19.asrın işidir.
Tanzimattan sonra eğitimde bir merkezileşme her dinden ve tebaanın çocuklarının, gençlerin belirli okullarda eğitimden geçmelerinin teşvik edilmesi ve teşkilatlandırılması, bu işte bir vatandaş ve devlete sadık bir görevli memur zümrenin yetişmesi için 1.şart olarak görülmüş ve doğrudur. Aslında bu gibi reform dünyada 18 ya da 19. Asırda başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğunda eğitim kavramları içerisinde çok özgün olanları da vardır.Fransızca eğitimi bile mevcut bir sistem dahilinde Türkçe ile Türk Tarihi, Türk Coğrafyası ile ve dünyayı da anlatmak için özgün bir okul kurulmuştur.Bunun adı Galatasaraydır.1865-1866 Sultan Abdülaziz’in ve veziri M.Emin Paşa’nın eseridir.
Batı ve Doğuyu bir araya getirmektir.Sıbyan mekteplerinden hemen sonraki safhaOrtaokul(rüştiye)lardır.Kız ve erkek öğrenciler için ayrı ayrıkurulmuşlardır.Devrin anlayışı bütün dünyada da böyledir.Bu anlayış öğretmenlerinde kadın-erkek anlayışları kaçınılmazdır.
Kurulan Yükseköğretmenokulu (Darulmuallimin)erkek öğrenciler Darülmuallimat (Kız öğretmen adayları) içindir.Bunların mezuniyetleri ile Osmanlı hayatına girmiş olup 19. Yy.dakadının içtimai hayata girmesi eğitim sayesinde hayata girmiştir.Bu dönemin kaynakları ifade eden bunun nasıl işlediğini görmek için Maarif tarihi ile ilgili eserlerimiz kadar Reşat Nuri’nin ”Çalıkuşu” veya “Acımak” gibi romanlarını incelemekle ulaşılabilir.
Kadın ve erkek eğitimi ile standart bir insan yetiştiriciliğinin faydalı olduğu 1. Cihan harbinde gözlemlenmiştir.Hayatın işleyen her alanında kadın görevlendirilmiştir.Çünkü erkekler cephelerdedir.
Kadınların tam olarak toplumsal hayata uyumu Cumhuriyet dönemidir.Kadın erkek eşitliğinin bırakınız Cumhuriyeti TBMM hükümeti zamanında başlanmıştır.Bu, cephedeki ordunun hazırlığı kadar önemli olarak görülmüştür.
Büyük komutanımız ve Cumhuriyetimizin kurucusu ve onun yanındaki kadrolar tarafından uygulamalar başlanmıştır.
Eğitim Nedir?
Şurası bir gerçektir.Türkiye Cumhuriyeti ayakta kalabilmek için insana muhtaçtır.Şark ve Garp medeniyetlerini nezdinde birleştiren iki dünyaya hakim bir münevver sınıfı savaşlarda kaybetmiştir.Balkan Savaşları,1.Cihan Harbi ve İstiklal Savaşı’da yedek subay savaşıdır.Savaş bittikten sonra bütün dünyada olduğu gibi Türk imparatorluğu ve kalıntısı olan ülkeleri eğitim ortamının geliştirilmesi sayesinde medenileştirmiştir.
Herhalde bir tabi en başta Türkiye’de de bu yıkıntı görünüyor devletler savaştan önceki duruma görmek için çok uzun beklediler mesela Fransa’da duruma ancak ikinci el mi başlarken ulaşabilmiştir Almanya öyleydi Türkiye bir parça Ziraat da bir sanayideki açığını erken kapatabilir ama kapatamadı gerçek entelektüel Aydın Bu eksiği kapatmamız için bugünlere kadar geldik ve hala istediğimiz renkli adam seslisini tutturmuş değil Bunu öğretmenler kaybedecek kurduğumuz okullar şunu söylemek lazım çok yakın zamanlara kadar Türk öğretmeni cumhuriyetin kuruluşu vatanın içtimai bakımdan gelişmesinde kendisine düşen görevi sağlık ordusu ile birlikte başarıyla tamamlamıştır bunun örneklerini ve rakamlarını verebilir mesela 1934’te Doktor Eckstein yaptığı tıbbi tarama Türkiye’den göstermiştir ki Türkiye’de sağlık konusunda bazı problemlerin halledilmesi şaşılacak derecede başarılı olmuş penisilin ve sülfamit lerin kullanılmasından Çok evvel bazı salgın hastalıkların kontrolü ne başarı sağlandı aynı şekilde %90 üstünde okur yazar olmayan bir memleket ki bunun gibi bir örnekle Rusya idi bu alanda büyük başarı sağlamıştır bu Rusya ile birlikte yeni Türkiye’nin dünyadaki örnek durumdur okumak kabiliyeti olan insanlar için insan haline gelmiştir Nobel Ödülü’nü alan Aziz Sancar hocamıza Dünyası bundan bir öncü olan Gazi Yaşargil’e hocalarımız Halil İnalcık’ın, Ekrem Akurgal’a lütfen bakın biyografilerini daha da ilginci Macaristan’da bir ailenin kızıdır car bağlanırsın kızı olan Nermin Abadan Unat Nermin hocamızın 14 yaşına kadar pekala Bu ailenin serveti ile rahat okudu Fakat o yaştan sonra babanın ölümü ve ailenin mali bakımından çöküşünde Budapeşte’de okulu bırakmak zorunda kaldı .
Doğrudan doğruya Budapeşte’deki elçimiz ve içmeye İstiklal harbinin demiryolu kahramanı dediğiniz Behiçbey e müracaat ve kendisini Türkiye’ye gönderdikleri İzmir Kız Lisesinde sınıfındaki 4 tane kadın Profesör yetiştirmiş durursa hayatımıza girdiği Nermin Hoca hatıratında diyor ki Macaristan’da kalsam okuyabilecekmiydim . Beni Türkiye okuttu bu çok önemlidir Kemalist dönemdeki Maarif reformu ve atılımı dünya için örnektir. Çünkü ikinci harfleri ve öyle bazılarının düşündüğün gibi Avrupa’da bilet kitlelerin okuması okula gönderilmesi başlıca bir problem ve görev değildir Parası olan giderdi bu çok önemlidir Türkiye’de parası olmayan Hatta imkanları olmayan sınıfların bölgelerin biri Çocukları okula giderilmiştir bundan doğrudan doğruya öğretmenim 1. Derecede insiyatifi vardır öğretmen dağ başındaki köylerde bile kabiliyetli çocukları tanımlayan belleyen derhal ilçedeki büyükleriyle yani mevki taşlarının üst mevkideki ile temasa geçip çocuğu Yatılı Bölge okullarına yollayan bir sistem vardır.
Yatılı bölge okulları Türkiye Köy Enstitüleri ve dahi Gazi Eğitim Enstitüsü büyük eğitim Enstitüleri’nin zayıflatılması ortadan kaldırılması ile kaybetmiştir.
Şu veya bu partinin değildir hepsinin sağda ve solda olduğunu iddia eden milli eğitim bakanları Hepsi bu günaha iştirak etmişlerdir. Bunu düzeltmemiz lazım yatılı eğitim fevkalade önemli bir piyasa şartlarına uyarak eski ideal izinlerinden uzaklaştırılmış veya kendileri uzaklaşmışlardır
Hem mali bakımdan hem hukuki bakımdan öğretmenlerin korunması gerekiyor ve milli eğitim bakanlıklarının kitlelerin eğitimini sağlayacak: Yatılı okul sistemi
Burs sistemini yeniden geliştirmesi gerekiyor
Hepinize çok başarılı yıllar diliyorum. eğitimsiz hiçbir şey olmaz. Bizim acızane ağınızdaki eski öğretmenlerin tekrarladığı gibi Efendim her şeyin başı Maarif derlerdi bu ne kadar doğru bir slogan çok muhterem meslektaşlarım Bugün bizim mesleğimizin toplumla ilgisi bakımından bir girişim yapmak zorundayız bu da şimdi insanlar ailede doğar büyürler aile geçmiş zamanlarda kişiliği oluşturan en önemli kurumda bu kaçınılmaz bir gelişme Dolayısıyla eğitimin Örgün eğitimin ve insan sahasındaki anonim eğitimin yerini alması ile geriye düştü aşağı yukarı 19. Yüzyıldan itibaren toplumlarda artıkaile ve ailenin yakın çevresindeki bireylerdir toplumun örgütlenmiş eğitim kurumları insanlarının oluşumunu sağlıyor. Bu yüzden okul ve okulun öğretecekleri fevkalade önem kazanmaktadır. İki harften sonra demokrasi denen ve bunun önüne geçmesi ve demokrasinin sadece partiler seçimler ve parlamento ile sınırlı kalmayıp doğrudan doğruya kanunları hazırlanması toplumdaki ideolojilerin oluşmasında çeşitli kuruluşların ortaya çıkmasıyla bir sivil toplumlar topluluklar örgütleri her yeri sardı bugün toplumları iyi niyetli kötü niyetli yurt içinde oluşan veya Beynelmilel oluşmuş bunların yurtiçine yansımasıyla ortaya çıkan bir sürü sivil toplum kuruluşları ele almıştır Bu da kaçınılmazdır. Dikkat etmemiz gerekiyor artık okulun rakipleri sayısı artmaktadır öyle bir dünyada neler yapacağız öğretmenlerin Maarif de Doğan bu kargaşayı ortadan kaldırmak için daha fazla dikkatli olmaları sınıftaki öğrencileri ve daha fazla yüz yüze temasların muhafaza etmeleri okullarla sorumlu olan bakanlıkların ise doğrudan doğruya okullardaki ve sınıflardaki öğrenci sayısını kontrol altında tutması öğretmen sayılarını Buna göre ayarlaması öğretmenleri meslek içi eğitimleri Dolayısıyla öğretmen seminerlerini kurup teşvik etmesi meslekte terfi ve yaşamanın gereği haline getirmesi gerekiyor Bunlar İlla da resmi görüşün gereği değildir. Bu tip satış yanlıştır öğretmenin devamlı yetiştirilmesi devamlı Eğitim’den geçmesi ve öğrencileri de daha dikkatli temas kurması gerekmektedir. Batı Avrupa’da bu kurumlara dikkat edildiğini göreceğiz Buna dikkat etmeyen ülkeler ister sizin fakir az gelişmiş dediğiniz isterse çok gelişmiş zengin dedikleriniz olsun hüsrana uğramaya mahkumdurlar. Bizzat birleşik devletlerdeki kamusal eğitimin içine girdi bahardır olduğun durum ortada dışarı Amerika Birleşik Devletleri eğitimde başarılı adımlar örnek adımlar atan verici değildir yüksek tahsil kurumlarının mükemmelliği yanında basit yani geniş halk tabakalarının oralara kadar insanlara eğitim verildiği kurumlarda büyük çöküntüler görünüyor Bu bir dengesizlik bir bunun düzeltilmesi gerekir bütün toplumlar için kabus diye bir sistem olması gerekiyor kısmen Batı Avrupa’da buna düşmem ekle eğitim ara eğitime çok önem vermek de beraber orada da maalesef bazı hırsız yöntemleri başvurulduğu için Aynı durumun yavaş yavaş yerleşmek de olduğu görülüyor yani esprim mükemmel adam yetiştiren Münevver yetiştiren kurumların liseler Bugün artık yetersiz eğitim veren kurumlar haline dönüşmüştür dünyadaki Bu kriz Şüphesiz de bizde de en yaygın şeklini görülüyor ve bunun önünü Nasıl alacağız madde bir bütün geleneksel toplumlar gibi imparatorluğun en şaşaalı zamanlarda bile eğitime Allah rızası için bireylerin yatırımlarına bırakan bir toplu bütün o ilmiye sınıfının memur görevleri yerine getirenler yani kazaskerler gibi fetva yeminleri gibi yargı ile hizmet edenlerin üstündeki Seçkin yerlerin hepsini maaşı vakıflardan gelir büyük yüksek dansı konuları denen Süleymaniye medreseleri veya Fatih veya Hıristiyan cemaatler için mesela hangi Peki kapat filmleri yerler hepsinin gelirleri vakıflardan gelirdi dini kurumlardır Çünkü Ayna gelinleri bunların yaşaman kaynakları doğrudan doğruya alsın elinden veya varlıklı kimselerin başlarından oluşurdu ilk defadır ki ileride göreceğimiz gibi 19 Kasım Tanzimat rap maarifi Umumiye nezareti ortaya çıkmıştır okullar devletin kurduğu yerlerdir okulların öğretmenleri ve yöneticileri devletin memurları Özel okul ve Vakıf okul bile eğitim programları planları içerikleri artık merkezden denetlenme ye başlamaktadır mesela bütün bu okulların resmi dil olan Türkçeyi öğrenmeleri şart koşulmuştur giderayak memleket coğrafyasını memleket tarihini hepsinin aynı şekilde okunması şart koşulmuştur 914’te filmler bir Cihan halde aralığında bu yabancı okulların bazıları kapatıldı gazları kontrol altına alındı herhalde gel de 1920’lerde ki ilk ve sondan birisi tevhid-i Tedrisat bütün eğitim kurumlarının tek elde birleştirilip kontrol altına alınıp devletin Maarif vekaletine verilmesidir bu 19 ve 20. Yüzyıl dünyasının ortak bir eğilimidir.Bunun dışında bir varoluş düşürmekte imkânsızdır. Türkiye’de öğretmenim Bu bakımdan vereyim derecede önem artist yani İmparatorluğu Biraz sonra da hissedeceğiniz yüksek öğretmen okullarının dışında üniversitelerin teşekkür etmesi Dolayısıyla ortaokul lise öğretmenlerinin artık bugün olmayan başlarını kurumlar cumhuriyetin en büyük olayıdır bir Gazi Eğitim enstitüsünün müzik öğretmeni yetiştirmenin nefesinde Bütün devlet Operası ve orkestraların orkestra üyeleri koro üyelerine Opera ve yetiştirdiğini düşünürüz hocalar arasında Hitler’in zulmünden koşan çok önemli Yahudi bestekarların müzik adamlarının bile bulunduğu bilinmektedir eğitim enstitüleri önemli tarihçilerin yetiştir yerdir Allah hepimizin ismini bildiği kimselerdir Bunlar yatılı okul vardı imkanı dar olan ailelerin çocuklarının sıkıntısız okuyabilecekleri İngiliz biyoloji Fransız biyolojide çok iyidir öğrendikleri yapabildikleri görünüş bunu benim kadar kimse İyi anlayamadım ben Ortaokulu bir yabancı okulda ve üstünden Atatürk Lisesi’nde okudum eğitimi nasıl yabancı dil öğretmeni yetiştirdiğini biliyorum puan eğitimi nasıl Türkçe öğretmeni hayatındaki en iyi öğretmen bu kadar üniversite eğitim ve arasında kimdir diye sorsan ortaokuldaki Türkçe edebiyat öğretmeni dedim Bunlar hepsi eğitim Enstitüleri’nin büyük başarısı ile bugün bu okullar kaldırılmıştır yanlış eğitim fakülteleri bunların Yerini Tutamaz eğitim tekrar yeniden teşkilatlandırılması Seçkin kurumlar olarak belki bir derecede ayrı bir özellikle hayata devam etmeleri gerekir öğretmenli düştüğü girdaptan en kısa zamanda kurtarmamız gerekiyor ve onun Yakın tarihteki başarılı büyük hallerini iade etmek zorundayız Bunun üzerinde ısrarla duruyoruz Mühim olan öğretmene öğretmen olduğunu bilerek ve bildirerek ayrıcalıklı bir eğitim vermek ve ondan sonra da hayatına ayrıcalıklı bir maaşla Bunu hakedecek imtihan sistemi ile devam etmesini sağlamak Bu üzerinde ısrarla durmamız gerekir hiç şüphesiz ki bütün dünyada bir eğitim buhranı vardır Artık Eğitim Bir zamanlar nasıl aileler dışarıda verilen eğitimi kontrol edemiyorsa Şimdi de okulların kontrolü dışında kalmıştır bunların kontrolünün herhalde kanunlarla soba gücüyle zorla sağlanınca düşünemeyiz rahatla telaffuz edemeyiz eğitimin tekrardan okul ve öğretmen tarafından kontrol edilip yönlendirilmesi için alternatif sunmamız gayret etmemiz gerekiyor öğretmenler çocukların 7 saatlik eğitim gününün dışında etkili olmalıdır Bu doğrudan doğruya eğitim faaliyetleri ile sağlanır. Bir zamanların fakir Türkiye’sinde çok zor imkânlarla sağlanan bu çalışmalarıtiyatro çalışmaları , spor turnuvaları , müzik faaliyetle ilgili şeyler bu gibi faaliyetlerle öğrencileri doğrudan doğruya içtimaya hayattaki becerilerin kazandırılması fevkalade önem arz eder.Mesela biz de maalesef 1930’lardan sonra en çok ihmal edilen tam müzik eğitimidir bugünkü dünyada müzik eğitimi almayan bir okumuşum bulunması tasavvur edilemez ikincisi yabancı değildir Bu yabancı dilim sadece Metin Okumakla olmayacağı çok açıktır maalesef yabancı dil bilmeyen insanların bütün kabiliyetleri bütün becerileri Hatta zekalarını kullanımı bir yerde sedde uğramaktadır ve spor ve gezi ve güvenlik yapılacak zaten 19 yüzyıldaki öğretmen gibi kitlenin karşısına didaktik bir şekilde geçen gemi Tıpkı orta zamanlardaki ilk çağlardaki çocuğu gencin hayatında yer alan tüm durumundaki bir insan gibi hayatına devam etmesi gerekir Bunlar öğretmeni yetişmesinde yetiştirilmesinde görevlendirilmesinde ve Mali bakımından desteklenmesinde göze alınacak unsurlar bir yerde öğretmen Toplumun en önemli üyesidir Bunu bizzat kendisini de anlaması gerekir maalesef geçmiş zamanlarda topluma öğretmenlere saygı değil doğrudan doğruya öğretmenle cep üretildi öğretmenlerde buna karşılık toplumla cepheleşme durumunda kaldılar böyle bir eğitimin devam edemeyeceğim böyle bir eğitimi sisteminin doğru eğitim almış çocukları yetiştiremeyen Ece çok açıktır bütün yapacağınız iş toplumla temasın Okul aile birlikleri vasıtasıyla değil doğrudan doğruya o Şehirli olmasıdır bir şehir okuma sahip çıkmadı öğretmenlerine sahip çıkmadı .Okul yöneticilerini destekleme edilmediği takdirde çocuklarına karşı ve görevini yapmamış bir ünite bir topluluktur bunun önüne geçilmesi gerekir Bunun Telkin edilmesi gerekir.
Sayın meslektaşlarım ümit ediyorum ki böyle bir zor görevin gerilimle ve sinir harbi ile değil doğrudan doğruya başka yöntemlerle sağlanacağını bilmemiz gerekir.
Biz eğitim alanında en zor zamanlarda dünyanın en zor şartlarında bile büyük işler başarmış bir toplumuz böyle bir toplumun mirasçıları olarak böyle bir şuura sahip olmamız Ve bu şuurla hareket etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Yazıldığı Kategori MEB 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları, Uzaktan Eğitim EBA Etiketler: EBA MESLEKİ ÇALIŞMA DÖNEMİ, Prof. Dr. İlber ORTAYLI, Seminer Video Rapor
Haziran 28th, 2020 Yazar Özel Eğitimci
22 HAZİRAN ÖĞRETMEN YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRÜ DR ADNAN BOYACI MESLEKİ GELİŞİM RAPORLARI HAKKINDA BİLGİLENDİRME RAPORU
Oldukça zorlu bir dönem geçirildiğini belirterek evlerden online eğitim uygulamalarını yapılmıştır.Eğitimdeki dijitalleşmenin eskinden de var olduğunu ve şimdide kullanıldığını belirterek daha önemli olduğunu vurguladı. Pandemi sürecinde öğretmenlerin temel öznesi olduğunu, sürecin içerisindeki beşer sistemi nasıl yönettiği ve çocukların hayatının nasıl bir yere oturduğunu sadece Türkiye değil tüm dünya da bu soruların sorulmaya ve öğretmenlik mesleğine ilişkin de algı, profil ve öneminin artmaya başladığını belirtti.
Pandemi süreci içerisinde açılan eğitimlere yaklaşık 400 bin öğretmenin katıldığını söyledi. Bu programlardan aldıkları sertifikaların tüm dünya da geçerli olacağını vurguladı.
Önümüzdeki günlerde gönüllülük esasına dayalı olarak birçok eğitimlerin açılacağını vurguladı. Fırsat ve imkan eşitliği sağlandığında aslında tüm öğretmenlerin temel unsuru öğrenmeye olan istek ve arzularını, heveslerini ortaya koyduğunu belirtti.
Ailelerin bu dönem içerisinde sınıfta öğretmenlerin neler yaptıklarını deneyimleyip gördüklerini belirtti.
Yazıldığı Kategori MEB 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları, Uzaktan Eğitim EBA Etiketler: 2020 Haziran Mesleki Çalışma Raporları