Nisan 20th, 2020 Yazar Özel Eğitimci

OTİSTİK ÇOCUKLAR EĞİTİM PROGRAMININ UYGULANMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

Program, 3-6 yaş, 7-11 yaş, 12-15 yaş gruplarının gelişim alanlarına ait
özellikler dikkate alınarak düzenlenmiştir. Hazırlanan taslak program
“çerçeve program” özelliğindedir. Bu nedenle öğretim aşamasında yer alacak
hedef-davranışlar öğrencinin bireysel özellikleri göz önünde
bulundurularak belirlenmelidir. Programda yer alan amaç ve konuların
dışında öğrencilerin bireysel özellikleri ve gereksinimlerine göre yeni
hedef davranışlar da geliştirilebilir. Öğretmen yapacağı etkinliklerde
zaman zaman bire bir, zaman zaman küçük gruplar halinde çalışmalarını
sürdürmelidir.
Otistik çocukların eğitsel gereksinimlerinin karşılanmasında öğretmenin
hangi konuları göz önüne alarak nasıl hareket etmesi gerektiği hususunun
iyi bilinmesi önem taşımaktadır. Bunun için öğretmenin, aşağıdaki
noktalara dikkat etmesi gerekir:
1. Otistik Çocukların Eğitimine Çocuğun Performansı Alınarak Başlanması:
Otistik çocuklar bireysel ayrıcalık gösterdiklerinden performansları da
birbirinden farklıdır. Çocuğa uygun hazırlanacak olan eğitim plânına
başlamadan önce öğrenci gözlenir, ölçüt bağımlı ölçü araçlarıyla her bir
beceri alanındaki performansı belirlenir. Performans alımı sırasında
çocuktan istenen açık olarak söylenmeli ve gelen cevaplar hiç tepki
göstermeden kaydedilmelidir.
Ölçüt bağımlı ölçü araçlarının verilerine göre amaçlar belirlenir,
amaçlara ulaşmak için ara amaçlar saptanır ve öğretim araçları
geliştirilerek bireysel eğitim ortamlarında öğretime başlanır.
Tablo 1 de öğrencinin bir beceri düzeyindeki performansını belirlemede,
aynı zamanda öğretim aşamasındaki gelişimini kaydetmede kullanılacak ölçüt
bağımlı ölçü aracına örnek verilmiştir.

TABLO1
Tablo 1’de ana yönerge, bildirimler, bunların alt aşamaları ve çocuğun bir
beceriyi nasıl gerçekleştirdiğini gösteren “Bağımsız”, “Yönerge”, “Model
Olma”, “Fiziksel Yardım” bölümleri yer almaktadır. Her aşamada öğrencinin
o beceriyi nasıl gerçekleştirdiği tablodaki uygun bölüme işaretlenir.
Performans alımının ilk aşamasında öğrenciye ana yönerge verilir.
Öğrencinin gerçekleştirdiği aşamalar için “bağımsız” sütunu işaretlenir.
Bağımsız olarak gerçekleştiremediği aşamalar için ise tabloda yer alan
ipuçlarından hangisi kullanıldıysa uygun sütun işaretlenir. Ancak
performans alımı sırasında fiziksel yardım uygulanmaz, sadece bu sütun
işaretlenerek performans düzeyini belirleme işlemi kesilir. Fiziksel
yardım öğretim sırasında kullanılır.
Her çocuk için belirlenen öğretimsel amaçların tümü için ayrı tablolar
oluşturulmalı ve bunlar dosyalanmalıdır.
İpuçlarının Açıklanması :
1. Yardım: Çocuğun istenilen tekniği vermesini sağlamak için kullanılan
ipucudur.
a) Fiziksel Yardım: Çocuğun bir davranışı, ilk öğrenmeye başladığı
dönemlerde kullanılan bir yardımdır. Bu yardımda eğitimci, çocuğu elleri
ile yönlendirmekte ve davranış boyunca ona rehberlik etmektedir. Fiziksel
yardımda ilk aşamada kontrol öğretmendedir.
b) İşaret Yardımı: Bu yardım, çocuğa öğretilmek istenen davranışın
işaretle gösterilmesi şeklinde kullanılmaktadır. Parmak ile işaret etme,
başın evet doğru anlamında öne-arkaya ya da hayır anlamında sağa-sola
sallanması gibi hareketler işaret yardımını oluşturur.
c) Sözel Yardım: Sözel yardım yeni bir davranışın kazandırılmasında
kullanılan uyarının daha açıklayıcı olarak çocuğa iletilmesidir. Öğretmen
bu aşamada çocuğun neler yapacağını sözel olarak ifade eder.
Bu yardımlar kullanıldıkça göz önünde bulundurulması gereken önemli nokta
yardımın etkili olması ve çocuk beceriyi kazandıkça yardımın
azaltılmasıdır.
2. Model Olma: Gözlem ve taklit yoluyla öğrenmedir. Çocuktan yapması
beklenen beceri önce eğitimci tarafından yapılır daha sonra aynısını
çocuğun yapması istenir. Burada göz önünde bulundurulacak hususlar
şunlardır:
a) Çocuğun modeli taklit etmesi için, gelişimsel ve bilişsel olarak
gerekli beceriye sahip olması,
b) Çocuğun modeli taklit ettikten sonra ödüllendirilmesi,
c) Modelin açık ve net olması,
d) Model olunurken taklit edilen davranışın sözel olarak çocuğa
açıklanması.
İpuçlarının Geri Çekilmesi :
Beceri öğretimi sırasında kullanılan ipuçları aşama aşama geri çekilir ve
öğrencinin o beceriyi bağımsız olarak yapması hedeflenir. İpuçlarının geri
çekilmesi sırasında öğretmen, öğrencideki gelişimi çok iyi takip etmeli ve
uyguladığı yardımı azaltarak öğrenciyi ödüllendirmelidir.
TABLO 2
Tablo 2’de öğrencinin kavram düzeyindeki performansını belirlemede, aynı
zamanda öğretim aşamasındaki gelişimini kaydetmede kullanılacak ölçüt
bağımlı ölçü aracına örnek verilmiştir.
Tabloda “Bildirimler”, “Ölçüt”, “Sorular”, “Öğrencinin Cevapları” ve
“Sonuç” bölümleri yer almaktadır. Bildirimler, öğretmenin çocuktan neleri
istediğini açıklamaktadır. Ölçüt ise çocuğa sorulan soruların kaçta kaçını
yapması gerektiğini belirtir. Örneğin: 6 sorudan en az 4 tanesini doğru
cevaplarsa sonuçta öğrencinin o bildirimi gerçekleştirdiği kabul edilir.
Sorular kısmında öğretmen tarafından hazırlanan ve çocuğa yöneltilecek
bildirimi açıklayıcı sorular yer almaktadır. Cevap kısmına öğrenciden
gelen cevaplar kaydedilir.
Gösterme boyutunda cevaplar (+) doğru veya (-) yanlış şeklinde
kaydedilirken, söyleme boyutunda çocuğun verdiği cevaplar aynen yazılır.
Sonuç bölümüne gelen cevapların ölçüte göre bildirimin gerçekleşip
gerçekleşmediği (+) veya (-) olarak kaydedilir.
Kavram düzeyinde performans alımı ve değerlendirmesi yapılırken,
öğrencinin ifade edici dil becerisinin düzeyi dikkate alınmalıdır.
2. Otistik Çocuklara Bireysel Eğitim Plânı Uygulanması:
Heterojen bir grup olan otistik çocukların eğitsel gereksinimlerinin
karşılanabilmesi için hazırlanan çerçeve programdan her çocuk için
bireyselleştirilmiş eğitim plânı hazırlanarak uygulanması gerekir.
Hazırlanacak olan bu eğitim plânındaki amaçlar ve araç gereçler çocuğu
merkeze almalıdır.
Bireysel Eğitim Çalışmalarında öğretmen, belirlediği kavram ve becerilerin
öğretiminde öğrenci ile birebir çalışır. Bunun için bireysel eğitim
ortamlarını kullanır. Bireysel eğitim ortamlarının hazırlanmasında, sınıf
düzenlemesinde çocukların bireysel ya da ikişer kişilik gruplar halinde
çalışmalarını sağlamak amacıyla gerekli olan bireysel eğitim köşeleri
hazırlanır. Bireyin performansına uygun amaçların belirlenmesi ve buna
uygun plân ve programların hazırlanması ile bireysel eğitim çalışmalarına
başlanır. Bireysel eğitimin süreci ve süresi öğretmen tarafından
belirlenir.
3. İlerlemelerin Kaydedilmesi ve Değerlendirilmesi:
Öğretim sürekli değerlendirme gerektirir. Amaçların ve davranış
değişikliklerinin öğrencide gerçekleşip gerçekleşmediği düzenli bir
değerlendirme sonucunda ortaya çıkar.
Öğretmen, öğrencideki gelişimleri ve değişimleri kaydederken günlük plân
özelliğini de taşıyabilecek kayıt formları ve grafikler oluşturur. Her bir
amaç için hazırlanan bu form ve grafikler ilerlemelerin kaydedilmesinde
öğretmene pratiklik kazandırdığı gibi öğrencinin o becerideki ilk ve son
durumu arasındaki gelişimini rahatça değerlendirmesine de yardımcı olur.

KAYIT FORMU ÖRNEĞİ
TABLO3
KAYIT GRAFİĞİ
Örnekte A.’nın çatal kullanarak yemek yeme becerisi ile ilgili gelişimi
kaydedilmiştir. Öğretmen hangi davranış üzerinde çalıştığını günlük olarak
kaydederek belirlediği süre içindeki gelişimini yukarıdaki gibi tespit
eder.
4. İletişim Problemleri Üzerinde Durulması:
Otistik çocukların genel özelliklerinden biri de çevrelerindeki insanlarla
iletişim kurmakta güçlük çekmeleridir. Bu nedenle çocukların eğitimlerine
devam edilirken iletişim problemleri üzerinde öncelikle durulmalıdır.
İletişim problemleri üzerinde durulurken her çocuğun iletişim düzeylerinin
ve iletişim kurma biçimlerinin (işaret, sözlü, fiziksel) birbirinden
farklı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
5. Problem Davranışların Ortadan Kaldırılması:
Otistik çocukların eğitim programlarının amacı çocuğun davranış
problemlerini azaltarak gereksinimleri olan becerileri kazandırmaktır.
Öğretimi engelleyecek düzeyde stereotip ve problem davranışlar varsa
öğretimle birlikte bu davranışların ortadan kaldırılması ya da azaltılması
sağlanmalıdır. Problem davranışlar üzerinde çalışılırken her bir davranış
için “Davranış Değiştirme” teknikleri uygulanmalıdır.

a) Problem Davranışın Tespiti :
Davranış değiştirme programı geliştirilirken öncelikle problem davranış
açık olarak belirlenir. Belirlenen davranışın özelliğine uygun gözlem
formları geliştirilerek davranışın sayısı ya da sıklığı düzenli olarak
kaydedilir.
b) Problem Davranışın Gözlemi :
Belirlenen problem davranışın sistemli bir şekilde gözlenebilmesi için
gözlem formları geliştirilir. Geliştirilen gözlem formunda, gözlem süresi,
gözlemin yapıldığı ortam, problem davranışın öncesindeki olaylar ya da
uyaranlar, problem davranış ve davranış sonundaki olaylar açık bir şekilde
yazılır.
GÖZLEM FORMU ÖRNEĞİ
Bu gözlem sonunda, problem davranışı meydana getiren ya da oluşum
sıklığını artıran nedenler belirlenip, bu durumun ortadan kaldırılması
doğrultusunda çeşitli yöntem ve teknikler kullanılır. Bu tekniklerin
geliştirilmesinde davranış ilkelerinden faydalanılır. Aşağıda temel
davranış ilkelerinden “Pekiştirme” ve “Ceza” ilkeleri açıklanmıştır.
1) Pekiştirme : İzledikleri davranışın sıklıklarını arttıran çevresel
uyaranlara pekiştireç ve bu sürece de pekiştirme adı verilir. Pekiştirecin
iki temel özelliği vardır. Biri, davranışı izlemesidir. İkincisi, izlediği
davranışın ileride oluşum sıklığını artırmasıdır. İki türlü pekiştirme
vardır:
a) Olumlu Pekiştirme : Davranışı izleyen uyaran o davranışın sıklığını
arttırıyorsa buna olumlu pekiştirme denir. Örneğin, “çocuğun bağımsız
oynaması pekiştirilmektedir” denildiğinde çocuk kendi başına oynarken
ana-babası ya da öğretmeninin dikkat ettiği ve onayladığı anlaşılmalıdır.
Ya da çocuğun kendi başına oynamasının ana-babası ya da öğretmeninin
dikkati ve ödülleriyle sonuçlandığı, oynamasının arttığı anlaşılmalıdır.
(Onaylama ve ödüllendirme olumlu pekiştireçtir).
b) Olumsuz Pekiştirme : Davranışta tepkiyi izleyen uyaran olaylarından
bazılarına son verilmesi o davranışın oluşum sıklığını arttırıyorsa buna
olumsuz pekiştirme denir.
2) Ceza : Davranışı izleyen olay ya da davranışın sonuçları davranışın
ileride oluşum sıklığını azaltıyorsa buna ceza denir. İki tür ceza
bulunur:
a) Birinci Tür Ceza : Davranışı izleyen uyaran o davranış oluşum sıklığını
azaltıyorsa buna birinci tür ceza denir. Örneğin, öğrencilerden biri
sınıfta sürekli konuşarak, ödev yapan arkadaşlarını rahatsız etmektedir.
Öğretmen, öğrencinin bu davranışına son vermek için, onu uyarır. Artık
öğretmenin varlığında gelişigüzel konuşmaz.

b) İkinci Tür Ceza : Davranışı meydana getiren ya da sürdüren pekiştirecin
geri çekilmesi ikinci tür cezadır. Örneğin, öğrenci ağzıyla komik sesler
çıkarmaktadır. Bu davranış öğretmenin ve öğrencinin dikkatini çekmekte ve
diğer öğrenciler gülmektedir. Buna göre öğretmen, öğrenci komik sesler
çıkarttığında diğer öğrencilerin onu duymazlıktan gelmelerini ister ve
duymazlıktan gelenlere ek dinlenme süresi verir. Öğrenci komik sesler
çıkarmayı sürdürür. Ancak öğretmen ve arkadaşlarının dikkatinin yok
olmasıyla, davranış değişmeye başlar. Yedi gün sonra bu öğrenci sergilemiş
olduğu olumlu davranışlardan dolayı öğretmenin ve arkadaşlarının ilgisini
çekmeye başlar ve komik sesler çıkarması yok olur. (2)
Öğretmenin, gözlem sonunda yukarıdaki ilkeler ve diğer davranış
ilkelerinden faydalandığında problem davranışı ortadan kaldırması ya da
azaltması daha kolay olacaktır.
6. Yapılandırılmış Eğitim-Öğretim Ortamlarının Hazırlanması:
Eğitim ortamları, oluşturulan seviye grubundaki çocukların özelliklerine
(ilgi ve düzeylerine) uygun şekilde yapılandırılmalıdır. Ortamın
düzenlenmesi öğretmenin işidir. Öğretmen, ortamı düzenlerken her bir
öğretim amacına göre çocuklarla iletişim kurabilecek, onları kontrol
edebilecek, olumsuz davranışların ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde
olmasına dikkat etmelidir.
7. Öğretimde Kullanılacak Araç-Gereçlerin İşlevsel Olması:
Öğretimde kullanılacak araç gereçler önceden tespit edilmelidir.
Hazırlanan araç gereçler her çocuk için plânlanan öğretimsel amaçlara
hizmet etmeli ve çocuğun yaşantısında kullandığı veya kullanabileceği
araçlardan seçilmelidir.
8. Öğretilecek Becerilerin Belirlenmesi:

Öncelikle verilmesi gereken beceriler çocuğun yaşamını kolaylaştıracak
günlük yaşam ve öz bakım becerilerinden oluşmalıdır. Herhangi bir beceri
öğretimine geçmeden önce o beceriyi alabilmesi için gerekli ön koşul
becerilerin çocukta bulunup bulunmadığı belirlenmeli ve düzenli bir beceri
analizi yapılmalıdır. Öğretim sırasında öğretmen, öğrencinin performans
düzeyine bağlı olarak sözel ipucu, model olma ve fiziksel yardım
ipuçlarını kullanmalıdır.
9. Etkinliklerin Düzenlenmesi:
Sınıf içi ve dışı etkinlikler düzenlenirken öğrencinin ilgi ve
becerilerine göre öğretim amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olmasına
dikkat edilmelidir. Etkinliklerde kontrol öğretmende olmalı, öğrenciyi
mümkün olduğu kadar etkinliğe katmalı ve etkinlikler bir program
çerçevesinde yürütülerek basit etkinliklerden başlanmalıdır. Etkinlik
süresince çocuğun yapamadığından çok yaptığı beceriler dikkate alınarak
olumlu ifadelerle pekiştirilmelidir.
(2)
ÖZYÜREK, M. Sınıfta Davranış Yönetimi. Karatepe Yayınları, Ekim,1997,
Ankara.

10. Zamanın Düzenlenmesi:
Zaman soyut bir kavramdır. Otistik çocukların etkinlik süreleri
düzenlenirken zamanı olabildiğince somutlaştırmak gerekir. Bunun için
çocuğa sırasıyla etkinliklerin neler olacağı gösterilmelidir. Örneğin
günlük etkinlikler sırasıyla küçük kartlara yazılıp ya da etkinliğin resmi
çizilip öğrencinin masasına asılır. Tamamlanan etkinliğin kartı öğrenciyle
birlikte çıkarılır ve diğer etkinliğe geçilir. Böylece çocuk biten
etkinliğin arkasından hangi etkinliğe geçeceğini görür.
11. Kaynaştırma Programına Yer Verilmesi:
Otistik çocukların özelliklerinden biri de sosyal uyum problemidir. Bu
nedenle çocukların eğitimindeki en önemli amaçlardan biri de çocukta
sosyal etkileşimin gerçekleştirilmesidir. Çocuğun çevresindekilerle
birlikte uyum içinde yaşayabilmesi için sosyal gelişiminin sağlanması
gereklidir.
Öğretmen, öğrenci için kaynaştırma eğitimi kararı alırken onun seviyesini
ve gereksinimlerini en iyi şekilde tespit etmelidir. Hazırlanan
kaynaştırma programı doğrultusunda belirlenen okulun yöneticileri,
öğretmenleri, öğrencileri ve öğrenci velileri otistik çocukların
özellikleri ve eğitimleri hakkında önceden bilgilendirilmelidir.
Değerlendirme her iki öğretmen tarafından sık aralıklarla yapılmalıdır.
12. Eğitimde Sürekliliğin Sağlanması:
Otistik çocukların kazandıkları davranışların kalıcı olabilmesi için
eğitimin sürekli olması gereklidir. Bu nedenle yaz tatillerinde “Yaz
Okulları” ile eğitimlerine devam ederek çeşitli sosyal etkinliklere
katılmaları sağlanmalıdır.
13. Ailenin Eğitime Katılımının Sağlanması:
Çocuğun performansı ve öğretim plânları belirlenirken ailenin katılımı
gereklidir. Öğretmenin çocuk üzerinde yaptığı tüm çalışmalarından ailenin
de haberdar edilmesi, çocuğun okulda kazandığı olumlu davranışları evde de
sürdürmesi açısından önem taşır. Bunun için yönetim ve öğretmence
plânlanan veli toplantılarının dışında, öğretmen her çocuk için yapılan
çalışmaları anında, aileye bildirmeli, bu çalışmalar doğrultusunda evde
neler yapılacağına dair sözlü ve yazılı açıklamalar yapmalıdır.
Gerektiğinde ailenin de derslere katılımı sağlanarak, eğitim sırasında
çocuğa yaklaşım konusunda ailenin de bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
Eğitim-öğretim sürecinde ailenin plânlı bir şekilde eğitime katılmasının,
hem öğrencide gerçekleştirilen amaçların yerleşmesine, hem de ailenin özel
eğitim konusunda bilinçlendirilmesine fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.
14. Çocuk İstismarının Önlenmesi:
Özel eğitime gereksinimi olan çocukların üç şekilde istismara maruz
kaldığı görülmektedir. Bunlar: 1)Fiziksel İstismar (Dayak vb.) 2)Cinsel
İstismar 3)İhmâl
Özel eğitime gereksinimi olan bireylerin aileleri çocuklarına karşı aşırı
koruyucu, kollayıcı veya itici tutumlarda bulunabilmektedir. Bu tür
tutumlar özel eğitime gereksinimi olan bireyleri olumsuz yönde
etkilemektedir. Bireyin bağımsız yaşamı, sosyal uyumu ve topluma
kazandırılması temel hedef olarak düşünüldüğünde ailelerin, eğitimcilerin
ve toplumun bu konularda bilgilendirilmeleri önem taşımaktadır.

Yazıldığı Kategori Otistik Çocuklar Eğitim Programı, Otizm Etiketler: , , ,